Balıklar ve Kuşlar

Hasan Basrî (k.s), bir defasında cübbesini suyun üzerine serip batmadan oturdu. Onu böyle gören Rabia Adeviyye (k.s) de seccadesini havaya serip üzerine oturdu. Sonra Hasan Basrî k.s’ye şunları söyledi: – Hasan, senin yaptığını balıklar, benim yaptığımı da kuşlar yapar. Bunlar iş değil. Asıl iş Yüce Allah’ın rızasını elde etmektir.
Bâyezid-i Bistâmî (k.s), en büyük kerametin istikamet olduğunu söyler ve şöyle derdi: – Birinin havada uçtuğunu görseniz bile hemen o kimsenin faziletli ve keramet sahibi birisi olduğuna hükmetmeyin, hata edebilirsiniz. O kimsenin hakikaten fazilet ve keramet sahibi olduğunu anlamak için İslâm’ın emirlerine uymaktaki hassasiyetine, Peygamber Efendimiz’in sünnet-i seniyyesine uymasına, hakiki İslâm âlimlerine olan muhabbet ve bağlılığına bakın. Bunlar tam ise o kimse fazilet ve keramet sahibidir. Bunlara uymakta en ufak bir gevşeklik ve zayışık bulunursa, o kimse için fazilet ve keramet sahibidir demek mümkün olmaz.
Kaynak: (Feridüddin Attar, Tezkiratü’l-Evliyâ; Siraceddin Önlüer, Kalp Âlemi)
Selamün aleyküm gönül dotlarım KERAMET ALLAH’ın kuluna ikramdır,İKRAM ise talep edilmez takdir edilir ve geçicidir. Asıl olan salih ameldir AMEL ise kulun allaha taktimidir pek çoğu görünmez fakat kalıcı olan da odur.selam ve dua ile
alayküm selam teşekkürler çok güzel bir açıklama.Allahrazı olsun.