Bir Yılın Zirvesi RAMAZAN 

Bir Yılın Zirvesi RAMAZAN 

Her şeyin bir hasat mevsimi var. İlkbaharda yeşeren bitkiler, yazın olgunlaşır. Yapraklar sonbaharda dökülür. Bu, Yaratıcı’nın koyduğu bir kanun. Mana dünyamızın hasat mevsimi de, Receb, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Özellikle Ramazan, bir yılın zirve noktasıdır. Oniki ay arasından Allah’ın seçtiği ve pek çok güzellik ve ikramlarla donattığı aydır. Allahu Tealâ, Kur’an’ı bu ayda indirmeye başlamış ve vahyin başladığı gecenin çok kıymetli olduğunu, özel bir sure ile bize bildirmiştir. Bu gecenin ismini de bizzat kendisi koymuş ve Ramazan’ın otuz gecesi içinde onu saklamıştır. Böylece gündüzü ve gecesi ile Ramazan ayının tamamının değerlendirilmesini murad etmiştir.

Allahu Tealâ, her yıl Ramazan ayını kullarını affedip kendisine yaklaştırmak için özel olarak hazırlıyor. Bu hazırlığı Hz. Peygamber (A.S.) şöyle haber veriyor: “Bu ay gelince gök kapıları açılır, Cehennem kapıları kapatılır, şeytanların azgınları zincire vurulur. Ramazan ayında bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan kimse, hakikaten mahrum kalmıştır.” (Nesai)

Rasul-ü Ekrem (A.S.), diğer hiçbir ümmete verilmemiş olan ve sadece Ramazan ayında ikram edilen beş nimeti şöyle anlatıyor:

“Benden önce hiçbir Nebi’ye verilmemiş olan beş şey vardır ki, onlar benim ümmetime verilmiştir:

Birincisi; Ramazan ayının ilk gecesinde Allah, onlara (oruç tutanlara) bakar. Allah, baktığı kişiye ebediyyen azab etmez.

İkincisi; Oruç tutanların ağız kokusu. Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Üçüncüsü; Melekler gündüz ve gece boyunca oruç tutanlar için Allah’tan af diler.

Dördüncüsü; Allahu Tealâ, Cennetine emreder ve şöyle der: Kullarım için hazırlan ve süslen. Kullarımın dünya yorgunluğundan kurtularak, benim ikramlarıma ve benim evime gelip dinlenmeleri yakınlaşmıştır.

Beşincisi; Ramazanın son gecesi olunca Allah, onların hepsini affeder.” (Ahmed, Beyhaki)

Oruç ibadeti, diğer ibadetlerden farklı bir özelliğe sahiptir. Gün boyunca, saniyelerine varıncaya kadar bir ibadettir oruç. Saniye saniye, dakika dakika akşama kadar arzu edilen her şeyden Allah istediği için uzak durmak… Bir de bu düşünce ile yani sürekli ibadet içinde bulunma düşüncesi ile kimseyi incitmemek, yeryüzünde tevazu ile dolaşmak…

İşte böyle bir orucun mükafatı, insanların anlayamıyacağı büyüklükte… Kudsi hadiste şöyle buyurur Rabbimiz: “Adem çocuklarının bütün amelleri kendileri içindir. Fakat oruç böyle değil. O benim içindir ve mükafatını (sadece) ben (bilir) ve veririm…” (Buhari, Müslim)

İşte yılın son fırsatı… Bir sonraki Ramazan ayına kimler yetişir bilinmez. Bize düşen önümüzdeki bu bereketi değerlendirmektir. Hz. Peygamber (A.S.), insanoğlunun her şeyini uğruna vereceği büyük bir nimetin Ramazan’da isteyen herkese verildiğini şöyle anlatıyor: “Allahu Tealâ Ramazan orucunu size farz kıldı. Ben de gecelerini (teravih ve diğer amellerle) ibadet etmenizi sünnet edindim. Kim Ramazanı inanarak ve mükafatını bekleyerek oruçla geçirir, gecelerini kalkarak değerlendirirse, annesinin doğurduğu günde olduğu gibi bütün günahlarından kurtulur.” (Nesai, Ahmed

Oruçlunun Bir Günü

Oruçla takvayı elde etmek için nelere dikkat etmeliyiz?

* Namazları cemaatle ve camide kılmaya özen göstermeliyiz. Yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılan kimsenin, bütün geceyi ibadetle geçirmiş sayılacağı hadiste bildirilmiştir.

* Kavgadan ve kaba davranmaktan uzak durmalıyız. Kaba davranan kişiye karşılık vermemeli, “ben oruçluyum” diyerek yumuşaklığı tercih etmeliyiz. (Buhari)

* Bütün organlarımızı kötülükten ve günahtan uzak tutmaya çalışmalıyız.

* Gücümüz nisbetinde sadaka vermeli ve hayırlı işleri arttırmalıyız. Bu amelleri bütün Ramazan günlerine dağıtmalıyız.

* Gücümüz yettiğince Kur’an okumalıyız.

* Teravih namazlarını aksatmamalıyız.

* Teheccüd namazını iki rekat bile olsa kılmalıyız. İmsak vaktine kadar teheccüd namazı kılınabilmektedir.

* Günlük virdlerimizi aksatmadan devam ettirmeliyiz.

* İmkanımız varsa, son on günde itikafa girmeliyiz. İtikaf, ibadet niyeti ile namazların eda edildiği bir mescitte bulunmaktan ibarettir.

* Kadir gecesini, Ramazan gecelerinin hepsinde aramalıyız.

Bir Gecede Bir Ömür Kazanmak

Mana ikliminin zirvesindeki saatler, Kadir gecesini oluşturan saatlerdir. Kadir gecesi, bir yılın en kıymetli ve en önemli gecesidir. Cenabı Hak, bu geceye verdiği değeri, hakkında özel bir sure indirmekle apaçık ortaya koymuştur:

“Biz onu (Kur’an’ı) kadir gecesinde indirdik. Bilir misin nedir Kadir gecesi? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve rûh (Cebrail A.S.) her iş için iner dururlar. O gece esenlik doludur; tâ fecrin doğuşuna kadar.” (Kadir/1-5)

Evet; bir gecede, yaklaşık on iki saatte, bin ay kazanmak… Tam seksenüç yıl, üç aylık bir ömür. Bir gecede yaptığınız her amel, seksen üç yıllık bir ömürde sürekli yapılmış bir amel olarak hesabınıza geçiyor.

Ramazanı dolu dolu geçirip, Kadir gecesini en iyi şekilde değerlendiren ve takva hassasiyetini kazanan kullardan olabilmek ümit ve duası ile…

 

Mehmet Işık, Semerkand Dergisi, Aralık 1999.





Yorum yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir