Hayırla Anılmak
Denilmiştir ki: “Kişinin öldükten sonra hayırla hatırlanması, onun dünyadaki ikinci yaşamıdır.”
Akıllı kimse, düşmanlarını çoğaltmamaya çalışır; çünkü düşmanlık korkutucu ve zor bir durumdur. Herşeyden münezzeh olan Allahu Teala, en adaletli ve her şey hakkında en iyi hükmü verendir. O, yarın kıyamet günü bütün hasımlar arasında adaletini gösterip mazlumun hakkını zalimden alacaktır. Öyleyse bütün nimetleriyle şu dünya, kendisi için insanlarla çekişmeye değmez. Şu hikayeden ibret almalıdır:
Hikâye:
Ebu Ali b. İlyas, Neysâbûr’un önde gelen kumandanlarından birisi idi. Bir gün zamanın zahid ve alimlerinden olan Şeyh Ebu Ali ed-Dekkak’ın (rah) yanına geldi; önüne oturdu ve ona:
“Bana öğüt ver” dedi. Ed-Dekkak:
“Ey Emir! Sana bir şey soracağım, ama cevabını doğru istiyorum” dedi. Emir:
“Tamam, doğru cevap veririm” dedi. Ed-Dekkak:
“Ey emir! Sana mal mı daha sevimlidir, yoksa düşmanlık eden nefsin mi?” diye sordu; Emir:
“Mal, böyle bir düşmandan daha sevimli gelir” dedi. Ed-Dekkak:
“Peki, bu kadar sevdiğin malı nasıl terk edeceksin ve hiç sevmediğin düşmanınla kabirde nasıl beraber olacaksın” diye sorduğunda; emir ağladı; gözlerinden yaşlar boşaldı ve:
“Bu çok güzel bir öğüt!” dedi.
İşte bütün tavsiye ve hikmetler, bu sözün altında gizlidir. Her şeyi yoktan var eden ve yaratılmışların sıfatlarından münezzeh olan Allah (c.c), Hz. Muhammed’i (s.a.v) en son peygamber olarak gönderdi. Onun bereketiyle küfür diyarları İslam diyarı oldu. Onu güzel bir zamanda ortaya çıkardı. O, getirdiği din ile bütün dünyayı mamur etti. Onun nübüvveti ile de peygamberlik sona erdi.
İnsan ancak, öldükten sonra arkasında bıraktıkları ile anılır. Her insan yaptığı ile zikredilir, çalıştığı şeye nispet edilir. Eğer yaptığı iyi ise, hayırlı; kötü ise, şerli insandır.
İmam’ı Gazali (r.ah), Yöneticilere Altın Öğütler