Hz. Ömer Faruk (r.a) Böyle Seslendi

Hz. Ömer Faruk (r.a) Böyle Seslendi

Muhkem kaleleri birbiri ardınca ele geçirilen İran toprakları tamamen fethedilip, İran hükümdarı Yezdecird Fergana’ya kaçtıktan sonra, fetih haberi ve ganimetler Hz. Ömer r.a.’a geldi. Halife mescidde minbere çıktı; fetih haberinin anlatıldığı mektup bir kere de cemaat huzurunda okundu. Ardından Hz. Ömer r.a. ayağa kalkarak şunları söyledi:

Allah Tealâ’ya hamd ü sena ve Rasulü’ne salât ve selamdan sonra…

Muhakkak ki Allah Tealâ Hz. Muhammed s.a.v.’i hidayet ile gönderdi. O’na tabi olanlara karşılığın hemen verilenini de, daha sonra verilecek olanını da, dünyanın ve ahiretin hayrı olarak vaat etti ve şöyle buyurdu:

“O Allah ki, dinini bütün ( bâtıl ) dinlere üstün kılmak için Rasulü’nü hidayet ve Hak Din ile gönderdi; isterlerse müşrikler hoşlanmasınlar.” (Tevbe, 33; Saff , 61) Hamd , vaadini yerine getiren ve kuluna zafer nasip eden Allah’a…

Allah mecusilerin mülk ve devletlerini helâk etti, topluluklarını dağıttı. Artık onlar memleketlerinde müslümanlara zarar verecekleri bir karışlık yere dahi sahip değiller.

Dikkat edin! Allah, nasıl hareket edeceğinize bakmak için sizi onların toprağına, memleketine, mallarına ve evlatlarına vâris kıldı.

Dikkat edin! O ülkenin dün size çok uzak olan serhat şehirleri, bugün sizin şehirleriniz gibi (yakın ve sizin) oldu. Mecusiler ise uzak memleketlere dağıldılar. Allah, emrini yerine getiren, vaadini tutan ve bu işin sonunu başına tabi kılandır.

Öyleyse O’nun emrini O’ndan sakınarak yerine getirin ki, O da size olan ahdini yerine getirsin ve vaat ettiğini size versin.

O’nun emrini tebdil ve tağyir etmeyin (değiştirmeyin ve bozmayın); yoksa sizi ortadan kaldırır ve yerinize başkalarını getirir. Zira ben bu ümmet hakkında başka herhangi bir yerden değil, sizin tarafınızdan gelecek şeylerden dolayı korkarım. (Taberî , Târîhu’r – Rusul ve’l – Mülûk , 4/173)

Yine Hz. Ömer r.a ., Câbiye denen mevkide halka bir hutbe irad etti ve şöyle seslendi:

Rasulullah s.a.v ., benim şimdi yaptığım gibi bizim aramızdayken kalktı ve şöyle buyurdu:

“Ashabıma, onlardan sonra gelenlere ve onları izleyenlere iyi davranın; onlardan (bu üçüncü kuşaktan) sonra yalancılık yayılır. Öyle ki, kişi yemin etmesi istenmeden önce yemin eder; şahitlik yapması istenmeden şahitlik yapar.

Sizden cennetin ortasına ulaşmak isteyen kimse, cemaatten ayrılmasın. Zira şeytan, tek kalanla birliktedir; iki kişiden ise uzaktır.

Sizden hiç kimse (nikâh düşen) bir kadınla yalnız kalmasın; zira şeytan onların üçüncüsüdür.

Sizden kimi hasenatı (iyiliği) sevindiriyor ve seyyiatı (günahları) üzüyorsa, o kimse mümindir.”

Ahmed b. Hanbel , Müsned , 1/239

Semerkand Dergisi‘nin 82. sayısında yayınlandı.





YORUMLAR

  1. ALLAH TEALA CÜMLEMİZDEN RAZI OLSUN İNŞALLAH ÇOK GÜZEL BİR SİTE.EMEGİNİZE VE GÖNLÜNÜZE SAGLIK.

Yorum yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir