İlim ile Amel Etmek 1
İlmin Ücreti
İkrime [rahmetullahi aleyh] bir gün,
– İlmi sadece ücretini ödeyen kimselere öğretin, dedi. Kendisine sordular:
– İlmin ücreti nedir?
Şu cevabı verdi:
– İlmin ücreti onunla gerektiği gibi amel edilmesi, ilim sahibinin de yine onunla amel edecek kimseye öğretmesidir.
Peygamber Mirası
Nakşibendî yolunun büyüklerinden İmâm-ı Rabbânî hazretleri (k.s) anlatıyor:
“Bir hadis-i şerifte Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem], “Âlimler peygamberlerin vârisleridir”[2] buyuruyor. Peygamberlerden miras olarak kalan ilim iki kısımdır:
Birincisi, ahkâm ilmidir (İslâmî hükümlerin bilgisi, zâhirî ilimler). İkincisi sırlar ilmidir (manevi ilimler).
Peygamber Efendimiz’in [sallallahu aleyhi vesellem] mirasına gerçekten sahip olanlar bu her iki ilimden de nasibi olanlardır. Sadece birinden nasibi olan kimse gerçek vâris olamaz.
Çünkü vâris olan kimsenin, miras olarak bırakılan şeyin bir kısmından değil hepsinden nasibi vardır. Mirasın bir kısmından hissesi olan kimse alacaklı kimseler grubuna girer (asıl vâris olamaz).”
Öğrendiğini Hayata Geçir
Büyük âlim İmam Kuşeyrî (k.s) hicrî II. yüzyılda Horasan ve Irak taraflarında yetişen, evliyanın büyüklerinden Davud-i Tâî’yi (k.s) tasavvuf yoluna sevkedenin İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe [rahmetullahi aleyh] olduğunu zikreder ve şöyle der:
Davud-i Tâî, İmâm-ı Âzam’ın meclisine devam ederdi. Bir gün İmâm-ı Âzam [rahmetullahi aleyh] kendisine (künyesi ile) hitap ederek,
– Ebû Süleyman! Araç olan ilmi yeterince öğrendik, dedi. Davud-i Tâî,
– Geriye ne kaldı, bundan sonra ne yapmam gerekiyor, diye sordu. İmâm-ı Âzam [rahmetullahi aleyh],
– Öğrendiğin ilimle amel, buyurdu.
Kim Kimdir?
Bir gün Abdullah b. Mübarek’e [rahmetullahi aleyh] sorulur:
– Size göre kâmil insanlar kimlerdir?
İbnü’l-Mübârek,
– İlmiyle amel eden ihlâs sahibi âlimlerdir.
– Peki, sizce gerçek hükümdarlar, yöneticiler kimlerdir?
– Dünya sevgisini kalplerine koymayıp zühd sahibi olanlardır.
– Peki, sefil olanlar kimlerdir?
İbnü’l-Mübârek [rahmetullahi aleyh] bu soruya da şu cevabı verdi:
– İlmini, amelini ve dinini kullanarak dünyalık peşinde koşan kimselerdir.
İlmin İşe Yarayanı
Sehl b. Abdullah Tüsterî (k.s) şöyle der:
“İlmin hepsi dünyalıktır. Ahiret için olanı ise kendisiyle salih amel edilendir. İhlâsla, Allah rızası için yapılan ameller hariç, bütün ameller de yok olup gidecektir.”
Kaynak: (Sûfîlerden Sözler ve Menkıbeler Hal Dili, Semerkand Yayınları)
İlim ile ameli çok güzel anlatmış.Allah razı olsun…böyle bir yazı arıyorduk.yardımcı oldu.teşekkürler…
elhamdülillah çok net ve sade olmuş allah razı olsun …