Önceki hallerim mi iyiydi yoksa şimdiki hallerim mi?

Emîr Burhan’dan nakledilmiştir:

“Kurban bayramı idi. Halk namazgâhtan çıkmıştı. Çok sayıda kimse Hâce Bahâeddin’in peşinden gidiyor, ben de arkalarından onları takip ediyordum. Halkın kalabalığını ve ona karşı gösterdiği sevgi ve yakınlığı görünce içimden şöyle bir düşünce geçirdim:

‘Önceleri ne hoştu; ilk ortaya çıktığı zaman ne güzel halleri vardı. Şimdi etrafındaki kalabalık kendilerine gurur veriyor.’

İçimden böyle der demez Hâce hazretleri derhal yerinde durdu. Yanlarına gelene kadar beni bekledi. Geldiğimde mübarek elleriyle yakama yapışıp kendine doğru biraz çekti. İçimde öyle dehşetli bir hal ortaya çıktı ki ayakta duracak takatim kalmadı. Bir müddet beni o halde tuttu. Aradan bir hayli zaman geçmişti. Kendime geldiğimde bana şöyle buyurdu:

‘Ne dersin, önceki hallerim mi iyiydi yoksa şimdiki hallerim mi?’ Kendilerinden özür dileyerek,

‘Şimdiki ahvaliniz çok çok daha iyi’ dedim.”

Altın Silsile