Zilhicce Ayının İlk On Günü, Kurban ve Teşrîk Tekbirleri
Resûl-i Ekrem (s.a.v) zilhicce ayının ilk on günü hakkında şöyle buyurmuştur:
“Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir amel, bu ‘on günde’ yapılan amelden daha faziletli ve Allah’a daha sevgili olsun.” Ashap sordu:
“Allah yolunda cihaddan da faziletli mi?” Peygamber Efendimiz (s.a.v) cevap verdi:
“Allah yolunda cihaddan da daha faziletlidir.
Ancak malıyla ve canıyla Allah yolunda cihad edip onlardan hiçbir şey ile geri dönmeyen (malını ve canını da bu cihada veren) hariç (Sadece bu kişinin yaptığı amel, zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha üstün olabilir).” (Ebû Davud, Savm, 61)
Zilhicce ayının onuncu günü kurban bayramıdır. Bayram günü ve ondan önceki dokuz günün fazileti konusunda bütün İslâm âlimleri ittifak etmişlerdir. Bu günler, hayırlı amellerin daha düzenli ve daha fazla yapılmasının hadislerle tavsiye edildiği özel ikram günleridir.
Arefe Günü Oruç Tutmak
Hz. Peygamber (s.a.v), şöyle buyurmuştur: “Arefe günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın günahlarına kefâret olacağına, Allah’ın rahmetinden ümidim vardır.”(Müslim, Sıyâm, 36; Ebû Davud, Savm, 53; İbn Mâce, Sıyâm, 40; Tirmizî, Savm, 46)
Teşrîk Tekbirleri
“Allahüekber Allahüekber lâ ilâhe illellâhü vellâhü ekber, Allahüekber ve lillâhi’l-hamd.” Arefe günü sabah namazının farzından sonra bu tekbirin getirilmesi, Hanefî âlimlerin çoğuna göre vâciptir. Teşrik tekbirleri, Şâfiî ve Hanbelî mezhebine göre sünnet, Mâlikî mezhebine göre ise menduptur. Bu namazdan itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar her vakit namazının farzından sonra aynı tekbir getirilir. Vakit namazlarının farzından sonra toplam yirmi üç tekbir getirilmiş olur.
Bayram günlerindeki coşkunun zemini, tevhid anlayışı üzerinde tutulur. Bayram coşkusu helâl dairede çeşitli eğlenceler ve ikramlar ile devam etmelidir. İbadetle eğlencenin aynı anlayış içinde yapılabileceği ispat edilmelidir. Helâl dairede eğlencenin ibadete, ibadetin de eğlenceye aykırı olmadığı bir hayat tarzı benimsenmelidir. Saâdet asrında olduğu gibi… Ezan okunduğunda eğlenen insanların hemen namaza koşmaları, namaz bittikten sonra da gönül hoşluğuyla bayram eğlencelerine devam etmeleri, sünnete uygun bir davranış olur.
KURBAN
Bir müslümanın Rabb’ine yapabileceği ibadet türlerinden biri şüphesiz kurban ibadetidir. Hacca gidenler, Harem topraklarında kurbanlarını keserken, dünyanın dört bir yanında müslümanlar kurbanlarını memleketlerinde keserek bir anlamda Harem topraklarının coşkusunu yeryüzüne yayarlar. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) umreye ve hacca gittiğinde de kurban kesmiş, Medine’de kaldığı yıllarda da kurban ibadetini yerine getirmiştir.
Allah Takvâ İstiyor
Kurban bayramı yaklaştıkça, aileleri tatlı bir telâş sarar. Bayram sevincinin yanında kurbanlık hayvanın tesbiti, nasıl ve nerede kesileceği, gerekli malzemelerin nasıl hazırlanacağı düşünülür. Bunların hepsi güzel. Bir de bu güzelliklere, övünme duygusu karıştırılmasa ve kurban, her türlü basit düşüncelerden uzak, sadece Allah rızâsı için kesilebilse…
Kaynak: İslam ve Hayat, Semerkand Yayınları
Allah razı olsun…
ALLAH razı olsun bu güzel bilgi için
Evet gerçekten bir de övünme duygusu katılmasa ve sadece Allah ın rızası ve hoşnutluğu için kesilse…
YÜCE ALLAH (C.C.) HAZRETLERİ,bu hizmetlerinizden dolayı sizlerden razı olsun ,inşallah amin.